Kolajen Nedir? 

Kolajen Nedir? 

Kolajen; vücutta deri, kemik, tendon, ligamentler başta olmak üzere pek çok organda bulunan bir yapısal proteindir. Vücutta en çok bulunan proteindir ve tüm vücut proteinlerinin üçte birini oluşturur. Bağ dokunun oldukça önemli bir bileşenidir, dokuları yapıştırıcı gibi bir arada tutar. Vücutta çokça bulunan ve farklı dokularda çeşitli görevleri olan kolajen, vücut yapısının koruyan temel maddedir.

 

Hangi tip kolajen ne işe yarar?

Vücutta pek çok farklı tipte kolajen molekülü vardır. Hepsinin temel görevi bağ dokusu yapısını desteklemek olsa da her birinin özelleşmiş birtakım görevleri bulunur. Yapılan bilimsel araştırmalarda vücutta kolajenin 19 tipi tanımlanmıştır. Ancak en çok görülen çeşitleri tip 1, tip 2, tip 3, tip 4, ve tip 10’dur ve bunlar farklı dokularda farklı yoğunlukta bulunur.

 

Temel kolajen tipleri:

Tip 1 kolajen: Vücutta bulunan kolajenin %90’ı Tip 1 ‘dir. Sıkıca demetlenmiş iplikçik yapısında bulunur. Organlar, bağlar, tendonlar ve ciltte bulunur; dokuları bir  arada tutup cildi korur, cildin elastikiyetini sağlayıp yaraların iyileşmesini sağlar.  Bu formdaki kolajen takviyeleri genellikle balık ve sığır kaynaklıdır.

 

Tip 2 kolajen: Bu tipte kolajen fiberleri, Tip 1’e göre daha gevşek paketlenmiştir. Eklemlerde yer alan elastik kıkırdakta bulunur. Kıkırdak matriksi, kıkırdak içinde bulunan sıvı benzeri bir yapıdır ve bağ dokularındaki kıkırdak oluşumunda etkilidir. Dolayısıyla Tip 2 kolajen eklem sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Eklem ağrıları ve buna benzer çeşitli semptomların tedavisinde etkilidir. Genellikle sığır ve tavuklardan üretilir.

 

Tip 3 kolajen: Kas, organ ve damar yapılarının temelinde yer alır. Organları ve cildi oluşturan hücre dışı oluşturan hücre dışı matriksin ana bileşeninden oluşur. Kalp, kan damarları ve kan dokusunu oluşturmada önemli bir destekleyicidir. Cildin sıkılığının korunması ve cilt esnekliğinde etkilidir. Organların, kasların ve arterlerin yapısını destekler. Damarlara elastikiyet verip kasları güçlendirir. Genellikle sığır kaynaklı olarak bulunan kolajen takviyesidir.

Tip 4 kolajen: Sıvının cilde giriş ve çıkışında etkili olan tip 4 kolajen, sindirim ve solunum yüzeylerini oluşturur. Cildin deri katmanlarında yer alan tip 4 kolajen, yağ ve organları çevreleyen bazal zarın oluşumunda da etkilidir.

 

Tip 10 Kolajen: Kemik oluşumu ve eklem kıkırdaklarının gelişiminde etkili olan Tip 10 kolajen, eklem ağrıları ve eklem bölgelerindeki kırıklarda onarıcı bir etkisi vardır. Yumurta Kabuğu Zarından (Eggshell Membrane) üretilebilen kolajen formudur ve üretimi sınırlı olduğundan piyasada nadir olarak bulunabilir durumdadır.

 

Yaş ilerledikçe vücutta kolajen üretimi azalır ve daha kalitesiz kolajen üretilir. Bu durum sonucunda cilt esnekliğini kaybeder ve kırışıklıklar meydana gelir. Kıkırdak dokusu da zayıflar. Eklemlerle ilgili problemler görülebilir.

Kolajen İçeren Besinler

1-Et ve Kemik Suyu

Et ve kemiklerin kaynatılıp suyunun tüketilmesi sağlık için çok faydalıdır. Tip 1 ve tip 2 kolajen içeren et ve kemik suyu, eklem fonksiyonlarını destekler. Özellikle eklem rahatsızlıkları yaşayan kişiler, kemik suyu ile vücutlarındaki kolajen miktarlarını artırabilir.

2-Yeşil Sebzeler

Bol miktarda vitamin ve lif içermesi nedeniyle tüketimi önemli olan yeşil sebzeler, yüksek miktarda kolajen de içermektedir. Yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda vücuttaki prokolajen miktarını artıran klorofil bulunur. Bu da vücudu zararlı UV ışınlarına karşı korur.

3-Sarımsak

Sarımsağın içerisinde yüksek miktarda kükürt bulunur. Kükürt de kolajen üretimini tetiklemektedir. Sarımsak bunun yanında içeriğindeki taurin ve yağ asitleri ile hasarlı eklemleri onarmaya yardımcı olur.

4-Yumurta Beyazı

Yumurtanın beyazı da kolajen, yüksek miktarda amino asit ve kükürt içerir. Kükürt, kolajenin düşmanı olan toksinleri vücuttan atar.

5-Avokado ve Avokado Yağı

Avokado, vücuttaki kolajenin parçalanmasını engelleyen E vitamini açısından oldukça zengindir. Avokado tüketimi, yaşlanma etkilerini önlemeye faydalıdır.

6-Soya Ürünleri

Soya ürünleri, jenistein denilen bir bileşiği içerir. Güçlü bir antioksidan olan soya ürünleri, cilt hücrelerine zarar verecek serbest radikallere karşı cildi korur ve sıkılaştırır.

7-Kırmızı Meyve ve Sebzeler

Kırmızı meyve ve sebzeler, UV ışığının cilde verdiği zararın önlenmesinde faydalıdır. Kırmızı meyve ve sebzeler, kolajenin parçalanmasını engelleyerek UV ışığının neden olduğu etkiyi azaltır. Elma, böğürtlen, ahududu, vişne ve çilek gibi meyveler kolajen üretimini artırır.

8-Fasulyeler

Fasulye, vücutta hyaluronic asiti ürettirerek yaşlanmanın etkisini azaltır. Hyaluronic asit, cildin nem dengesini ayarlayarak cildi nemli ve pürüzsüz bir görüntüye kavuşturur, hücrelerin yenilenmesini sağlar.

Hangi kolajen?

– Kolajenin farklı tipleri var. Farklı kolajen tiplerinin de farklı dokularda farklı yoğunlukta oldukları biliniyor.
Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturuyor. Eğer kolajeni cildinize destek için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını özellikle de tip 1 kolajen tercih etmeniz lazım.
– Saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için de kolajen lazım. Onları desteklerken de tip ve tip 3 kolajen karışımlarından istifade etmeniz en akılcı yol.
– Tendonların yani kasların kemiğe tutunduğu kiriş yapıların da yüzde 100’ü tip 1 ve 3 kolajenin karışımı. Bu nedenle tendon desteği olarak da yine tip 1 ve 3 karışımlarından istifade etmeniz en iyi olur.
Eklemlere gelince… Burada durum biraz farklı. Eklem kıkırdaklarını oluşturan kolajenin yüzde 60’ını tip 2 kolajen oluşturuyor. Bu nedenle eklem kıkırdaklarına destek söz konusu olduğunda tip 1 ya da 3 değil, tip 2 kolajeni seçmeniz gerekiyor.

 

Ne kadar kolajen kullanmalıyım?

– Kullandığınız kolajenin miktarı da alacağınız sonucu etkiliyor. İdeali hidrolize, peptid kolajenleri kullanmak ve mümkünse 2-2.5 gramın üstündeki dozlardan istifade etmek. Doğal kolajen tozları veya hapları kullanırken de günde 6-10 gramlık dozlara ulaşmak olmalı.
– Yuttuğunuz kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve en yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için 3000 dalton civarında moleküler ağırlığı olan düşük molekül ağırlıklı kolajenleri tercih etmeniz de doğru bir seçim. Molekül ağırlığı çok yüksek olan kolajenlerin emilimi yetersiz, faydaları da sınırlı. Bu nedenle kullanılmaları da bir anlam ifade etmiyor.
– Özetle kullandığınız kolajenin molekül ağırlığı ne kadar düşük, içindeki kolajenin ve kolajen peptidin miktarı ne kadar fazlaysa işe yarama ihtimali de o kadar fazla.
Ayrıca sizin de cilt için hangi kolajeni, eklem, kemik ya da tendonlar için hangi kolajenleri seçeceğinizi bilmeniz gerekiyor.
– Kolajen ve jelatin ya da kemik tozu yerine kolajen hidrolizatı, peptid kolajenleri tercih edin. Unuymayalım: Bunlarda da minimum miktar 2500 mg olmalı.

Toz Kolajen Nasıl Kullanılır? 

En çok merak edilen toz kolajen nasıl kullanılmalı sorusunun cevabına geldi sıra. İşte Supra Protein toz kolajen ürünleri için en yaygın 4 kullanım önerisi:

1-Su ile tüketmek

Kolajen toz formunda suda rahatlıkla çözünen, neredeyse tatsız & kokusuz bir proteindir. Kolajen tozu nasıl içilir sorusuna su ile tüketimi pratik ve sağlıklı bir alternatiftir şeklinde cevap verebiliriz. 1 bardak suya günde tercihen 5-10 gram kolajen tozu karıştırılarak içilebilir.

2-Çay- kahve ile tüketmek

Sabah kahveniz ile güne enerjik bir başlangıç yaparken bunu kolajen ile taçlandırmak istemez misiniz? Tadını ve aromasını değiştirmeyen kolajen ile kahvenizi yudumlarken kolajen almak paha biçilemez.

3-Meyve suyu, smoothieler ile tüketmek

Kolajenozu sıvı ürünlerle uyumlu bir takviyedir. Meyve suyunuza ve smoothie tariflerinize toz kolajen ekleyerek gayet sağlıklı ve pratik bir şekilde günlük kolajeninizi alabilirsiniz.

 4-Çorba ve yemekler

Büyüklerimiz kolajen yönünden zengin kemikli etlerle yapılan tencere yemekleriyle kolajen ihtiyaçlarını yıllarca sağlayabildiler. Günümüzde hızlı yaşam şeklinde bu yemekleri hazırlamak bazen zahmetli ve zaman alıcı olabilir. Bu gibi durumlarda çorbanıza veya herhangi bir yemeğinize bir ölçek ekleyeceğiniz kolajen ile günlük kolajeninizi hızlı ve pratik bir şekilde alabilirsiniz.

 Kolajeni kahvaltılık gevrekler ile tüketmek, kek-pasta yapımında kullanmak, protein shake tariflerinize ekleyerek kullanmak da diğer popüler tercihler arasında bulunuyor.

  

Kolajen kime-ne zaman lazım?

Balık kaynaklı kolajenlerin cilt, sığır kaynaklı kolajenlerin kemik ve eklemleriniz için daha değerli olduğunu da bir kenara not edin. Ama temiz bir balık kolajeni olmalı. Cıva gibi ağır metallerle kirlenmiş balıklardan elde edilenlerden uzak durulmalı. Biz bu nedenle daha dikkatli olmanızı öneriyoruz ve güvenli sığır kolajenlerini kullanıyoruz.
– Kolajene ek olarak C vitamini, hyalüronik asit içeren ürünlerden de istifade edin.
– Faydayı daha da maksimize etmek istiyorsanız takviye olarak glutatyon kürlerinden, koenzim ve alfa lipoik asit enjeksiyonlarından da yardım almayı düşünün.
– Kolajen takviyelerini genelde 30’lu yaşlardan sonra öneriyoruz. 30-50 yaş arasında yılda 2 defa 3’er aylık kürleri, 60 yaş üzerinde yılda 3 defa 3 aylık kürleri tavsiye ediyoruz.

 

Uyarı: Bu tavsiyeler genel ve sağlıklı kişiler için olup, hastalık, düzenli ilaç kullanımı vb. sağlık sorunu olanların veya emzirme/hamilelik döneminde olanların doktoruna danışması tavsiye edilir.

 

    Kolajenin Faydaları Nedir?

  • Sıkı ve Pürüzsüz Bir Cilt Yüzeyi
  • İyileşen Dolaşım Sistemi
  • Esnek Eklemler
  • Gür ve Sağlıklı Saçlar
  • Hızlı İyileşme Süreci
  • Düzenli Sindirim Sistemi
  • Azalan Selülitler

 

Kolajende Hasara Yol Açan Durumlar Nelerdir?

Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücutta üretilen kolajen miktarı azalır. Bu doğal bir süreçtir. Bunun yanı sıra bazı durumlar sonucunda vücuttaki kolajenin hasarlanması söz konusudur. Kolajen üretiminin veya yapısının zarar görmesi çeşitli rahatsızlıklara neden olabilir.

Fazla şeker ve rafine karbonhidrat tüketimi, kolajenin kendini yenileme özelliğini engelleyebilir. Aşırı şeker tüketiminden kaçınmak, vücuttaki kolajen kalitesini korumaya yardımcı olabilir.

Güneş ışığına uzun süre maruz kalmak, kolajen üretimini azaltabilir. Vücudun yeterli miktarda kolajen sentezleyebilmesi için güneş ışığına aşırı maruziyet konusunda dikkatli olunması önerilir.

Sigara içmek; kolajen sentezini azalttığı gibi yara iyileşmesini geciktirebilir ve kırışıklıklara neden olabilir. Bu zararlı dışında, sigaranın neden olduğu çok ciddi hastalıklar vardır. Tüm bunlardan korunmak için sigaranın bırakılması oldukça büyük önem taşır.

Kolajen takviyesi zararlı mıdır?

Kolajen takviyeleri oldukça yaygın kullanılan takviyelerdir. Kolajen takviyesi sonucu ciddi yan etki bildirilmemiştir. Ancak takviyeler, hafif sindirim sistemi sorunlarına ve ağızda kötü tada neden olabilir. Kolajen takviyeleri, genellikle çeşitli vitamin ve mineraller için farklı besin kaynakları içerir. Takviyeyi kullanmaya başlamadan önce içeriğinin dikkatlice incelenerek, takviyeyi alacak kişinin içerikteki herhangi bir maddeye alerjisi olup olmadığının değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Çocukların ve hamilelerin, takviyeleri kullanmadan önce takviye ile ilgili uyarıları okuması önerilir.

İhtiyacınızın değerlendirmesini yapmak, kolajen takviyeleri ile ilgili sorularınızı sormak, takviye sonrasındaki etkileri değerlendirmek için doktorunuza veya eczacınıza danışmanız faydalı olacaktır.

 

Kolajen üretimini arttıran vitamin ve mineraller nelerdir?

Vücut için oldukça önemli bir protein olan kolajenin yeterli ölçüde ve kalitede sentezlenebilmesi sağlık açısından oldukça önemlidir.  C vitamini , kolajen üretiminde rol oynar. Bu yüzden yeterli C vitamini alınması kolajen sentezi için gereklidir. Bakır minerali, üretilen kolajenin düzenlenmesinde görev alır. Kolajenin dokuya gerekli sağlamlığı verebilmesi için gerekli bağ oluşumlarında bakır rol oynar. Dolayısıyla bakırın yeterli miktarda tüketilmesi gerekir.

 

 

Comments

So empty here ... leave a comment!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sidebar